Uzun yıllar Hollanda’da hayatın her alanında başarılı, başarı- sız birçok iş yaptım. Başarı izafidir bana göre, yani değişkendir. Başta yakın çevremdekiler olmak üzere, birçok insan benim başarısız olduğumu, bir işte tutunamadığımı belirtmekteler. Tabi başarı zengin olmaksa başaramadım…!
Yirmi beş yıl, bir işyerinin (SILA Yayıncılık) açık kalmasını sağlamak, gene yaklaşık yirmi beş yıl Avrupa İş rehberi gibi, Ekonomik Bülten, Prizma ve Gıda Sağlık Dergileri gibi, yayınları yayımlamak bir başarıdır bana göre. Hele hele değerli Muzaffer Yanık dostumun dediği gibi, okuma oranının sıfıra yakın olduğu bir toplumun içinde bunu sürdürmek, toplumu bilinçlendirmek başarı değilse nedir yani?
Yıllarca Hollanda’daki Türk çocuklarının anadili eğitimlerini geliştirmek için yardımcı materyal hazırlamak ve okullara sunmak başarı değil midir?
Türkiye’den onlarca sanatçı, yazar Hollanda’ya götürerek kültürel ve okuma günleri düzenleyip, topluma hizmet etmek başarı sayılmaz mı?
Çeşitli kesimlerden onlarca insanı bir araya getirerek, milyon Euro’luk ticaret yapmak (sonradan kapansa da) nedir?
Son söz olarak:
160
Türk Gençlerini, Türk girişimcilerini bir araya getirerek der- nekler kurmak, “Kültür Haftaları” düzenlemek, Lobiciliğe hizmet için uluslararası Ekonomik Zirveler düzenlemek, üç ülke Bakanlarını, oda Başkanlarını bir araya getirmek başarının zirvesi değil de nedir?
Ama tüm bunlara rağmen zengin olamadığım için, diğer bazı iş insanları gibi paraya hükmetmediğim için başarısız sayılmak- tayım. Bu nedenle de HOTİAD’a (Hollanda İşadamları Derneği) büyük emeğimin geçmesine rağmen, kuruculuğunu yapıp zirveler düzenlememe rağmen, bir teşekkür plaketi bile bana çok görüldü. Neden? Belki onlara göre başarısızım da ondan! Oysa her kurum, kurucusuyla anılır. Şimdiki HOTİAD Yönetim Kurulu Üyelerine, kurucunuz kim(?) diye sorduklarında ne cevap veriyorlar merak ediyorum! Yıllar sonra bu konuyu yazmamda haksız mıyım? Siz karar verin….
Ama şimdi çok mutluyum. Türkiye’ye kesin dönüş yapmasam da, senenin 11 ayını Türkiye’de Kuşadası yakınlarında bir köyde geçiriyorum. Hayat arkadaşım Gülsabah ile hayatımın kalan bölü münü güzelleştirmeye çalışıyorum. Gülsabah’ın torunu(muzu)nu, Zaman zaman Türkiye’de ve bir aylığına da olsa Hollanda’ya gidip çocuklarımı, torunlarımı da Hollanda’da görmek kadar keyif verici bir şey yok. On iki yıllık kadim dostum, arkadaşım ÇAKİ de yanımızda ki, bundan daha güzel mutluluk olur mu?
Sevgilerimle,
Ahmet KAYA
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.